22 Mart 2014 Cumartesi

Fak! Yarın sabah YGS'ye giriyorum.
Ama bunu düşünemeyecek kadar kafam karışık. Yine hayatımın içine ediyorum. Evet, farkındayım.
Yapmaya devam ediyorum.
Bana yazık değil mi ya?
Ama oda haklı; beni kim niye sevsin?
Aman siktiğimin duyguları yine deli etti beni.
Beynim adeta gizliden fuhuş yapılan derici dükkanı.
Binbir tilki geziniyor içinde, ölü tilkiler.
En beteri de bu. Bitmiş bişeyin aklından çıkmaması.
Vay halime benim.
Yarın sınav var ben ne diyorum?
Yaparsın diyenler var bide.
2-3 gündür inşallah demekten bıktım resmen.
Ciddili bunaldım ya.
Dericiden selamlar.
Öpüldünüz.

Kalmasın geride cevapsız sorular..

18 Mart 2014 Salı

"Sen sığındığım liman, sen yürüdüğüm yağmurlar, sen soluduğum hava, sen içtiğim su, sen gördüğüm en güzel mavi, sen tattığım en güzel duygusun sevgilim nasıl olur da sevmem seni?" dediğim adam gitti. Adımı bile unut dercesine gitti. Hiç yaşanmamış gibi gitti. Biraz olsun sevmemiş gibi.. Yokluğuna alışığım onun ama hep benimdi sanki. Hiç benim olmamış gibi gitti. Hiç sarılmadan, hiç öpmeden, hiç dokunamadan gitti.
Şimdi ne desem boş.
Şimdi ne desem anlamsız.
Şimdi ne desem, sağır bana.
Görmez ki beni, kör bana.
Duymaz sesimi, canım yanar.
Tutmaz ellerimi, düşerim.
Derin, siyah, dipsiz, ölüm kokan o kuyuya düşerim.
Yavaş yavaş ölürüm. Yavaş yavaş silinir izlerim.
Hemen unutulurum. Korkmam, gitti ya zaten bitmişim.
Korkmam artık. Yokum ki ben.
O yok ya ben daha cesurum şimdi.
Ölmek; özgürlük gibi bişey, uçmak gibi..
Ve ben artık uçmak istiyorum sevgili.

Kuşları anladım da senin kanatların yok nasıl uçtun da gittin?

6 Mart 2013 Çarşamba

Geçer geçer...


Sen benim bağımsızlığımdın. Çünkü sana bağlanmak göz ardı edilirdi benim dünyamda, bende bağımsızlığı seçtim. Bir çeşit özgürlüktü sana bakmak, daha doğrusu gülüşüne bakabilmek gizlice. Siyahı senle sevdim ben. Siyahlar içinde bile öyle güzel gülebiliyordun ki. Ama geceler senden siyah ve ellerim soğuk. Çıplak elle kartopu savaşı yapmak gibi birşey seni sevmek. Öyle acıtıcı öyle heyecanlı. Biz hiç kartopu savaşı yapamadık. Buralara kar yağmadığından değil, sana siyahı yakıştırdığımdan da değil. Sadece gel diyemediğimizden. Karşılıklı otururken bile sustuğumuzdan. Aynı şarkıyı mırıldanırken bile birbirimize bakmadığımızdan. 

Geçer diyoruz artık. Buda geçer neler geçmedi ki ..

20 Şubat 2013 Çarşamba

Gidiyorsun.

Gidiyorsun. Susuyorum. "Kal" bile diyemeden çekip gidiyorsun. O kadar hızlı, o kadar acımasızca gidiyorsun. Benim sevdiğim adam çoktan gitmiş diye düşünüyorum. Arkandan bakıyorum; sırtın yine inatla dimdik, omuzların gerilmiş daha geniş gözüküyor normalden. Şimdi kim ıslatacak diyorum benim sevdiğim adamın omuzlarını. Omuzlarından başka hiçbir şeye bakmıyorum. Çünkü biliyorum bakarsam sağanaklar basacak elmacık kemiklerimi. Ve biliyorum yine 'salak!' diye bağırıcam kendime ağladım diye. Ne zaman seni düşünsem yine salaklaşacağım....

4 Şubat 2013 Pazartesi

İnsan

İnsan.... Nedir insan? Konuşan, yürüyen, düşünen ? Seven, acı çeken, savaşan ? Yara alan, yaralayan ? Bu mu insan? Bebekleri ölüme terk etmek mi insanlık yoksa susmak mı? Olanlara susmak biz bişey yapmadık diye. Yapanlar zaten hayvan bile değil. Onlar farklı yaratıklar sadece. Hani bize acı çektiren vicdan onlardan esirgenmiş. İyi mi olmuş ? Olmamış. Sadece ölüm değil aslında. Bazen sözler okkalı bi tokattan daha çok yakar. Kimi haksızlığı en büyük suç olarak görür kimi adaletsizliği kimiyse ölümü. Kimine göre laf eşitliğe gelene kadar kaç eşikten geçer. Ölüm onlar için kurtuluş sayılır ve kurtardıkları insanlar hep sevdikleri. Kimi kızını kimi annesini kimi karısını kurtarmıştır bu tutsaklıktan. Ama kana bulanarak. İnsanlık canlı bomba haberi alınca " kaç kişi ölmüş?" deyip şaşırmadan geçebilecek kadar soğukkanlı artık. Herkese bol bol vicdan diliyorum. Her ne kadar siz sussanız da iç sesiniz hiç susmasın. İyi günler...

Standart...

Yine okudum yazdıklarını. Yine ağladım sessizce. Kimse anlamaz zaten ne zaman ağlasam susarım ben. Belki yazdığın şey değildi beni ağlatan. Onu yazdığın kişiye ağladım ben. Ne kadar zavallı nasıl sevemez senin gibi bir adamı? Onun yerinde olmak istediğimi zannederler. Ama yanılıyorlar. Çünkü okuyamasaydım belki çok şey kaybederdim. Neler aldım senden bi bilsen. Ne cümleler kattın şu kara kaplı hayat defterime. Senin içinde bir Gül kuruttum. Sarı gül. Ayrılık. Zaten herşey ayrılık. Sonlar hep aynı zaten. Ölüm ayırmasın sevdiğinden. Dualarımda yer açtım sana. Değer veririm beni ağlatan adamlara. Cümlelerin o'nsuz kalmasın. Bizde senin cümlelerin olmadan boşuna yaşamayalım. Boşuna yaşıyoruz zaten. Neyse. Hepimiz kaybetmisizdir. Yada birgün anlarız kaybettiğimizi. Kendimizi kaybetmesek yeter. Kaybedenler klübünden değil miyiz hepimiz? Standart bir hayat diliyorum herkese. Allah standarttan ayırmasın... :))

27 Ocak 2013 Pazar

günaydın...

günaydın sevgilim. henüz güneş doğmadı bana. ama sen mutlusundur şimdi. bilirim uyandığında ilk onun yüzünü görmenin mutluluğunu. isterdim onun yerinde olmak. ellerimle içirmek sana çayını, kahveni... yine de günaydın sevgilim....